Özellikle 6 Şubat depreminde yaşanan büyük yıkım göz önüne alındığında enerji hatlarında ve müdahale alanında yaşanan sıkıntılar bizlerin aklına sürekli sorular getiriyor.

Halbuki güneşlenme açısından büyük imkan olan Türkiye’de yenilenebilir enerji firmaları ile yapılacak bir iş birliği ile çok sayıda başarılı proje hayata geçirilebilir. Buradan bizler de solargundem.com ekibi olarak bu konuyu kamuoyunun dikkatine sunmak istedik.

Bu çerçevede öncelikle resmi kayıtları derinden incelemek gerekiyor. Türkiye deprem haritasına göre 37 ilimiz birinci derece deprem bölgesiyken, 23 ilimiz ise ikinci derece. Bu rakamlar yıkımın varabileceği vahameti açıkça gözler önüne seriyor.

Neredeyse tüm illerimizde deprem riski mevcut. Şimdi bir de deprem sonrası toplanma ve acil durum alanlarına bakalım. İçişleri Bakanlığının 2020 yılında yaptığı çalışmaya göre 18.910 deprem toplanma alanı mevcut. Deprem sonrasında bir farkındalık olduğunu düşünürsek bu alanların sayısının bir miktar arttığını düşünelim. Ancak kaçak yapılaşma ve diğer alan tecavüzleri neticesinde ortadan kaybolanları da göz önüne alırsak bu alanda hala ciddi bir çalışma yapılması zorunluluğu var.

Depremin hemen sonrasında bölgeyi gören insanlar olarak şunu söyleyebilir ki büyük bir panik ortamı müdahaleyi ve süreçleri zorlaştırabiliyor. Bu alanda birçok kurum hala koordinasyon için mücadelesini sürdürüyor. Eminiz ki yapay zeka kullanımı ve diğer teknolojiler ile bu sorun da büyük ölçüde çözüme kavuşturulacak.

Ancak biz biraz daha farklı bir konuya dikkati çekmek istiyoruz.

ENERJİ

Aydınlatmadan ısınmaya kadar birçok alanda kurtarıcı olacak enerji deprem sonrasında büyük önem taşıyor. Hele hele Marmara’da olası bir deprem nüfus yoğunluğu açısından bakıldığında çok elzem. Peki bu alanda neler yapılıyor onu bilen var mı? Bizler de bilmediğimiz için hem sorularımızı hem de önerilerimizi iletelim istedik.

Toplanma Alanlarına Solar Aydınlatma ve Depolama Üniteleri

Toplanma alanlarında oluşturulacak konteynerlerin içinde solar sistemle sürekli şarj edilen depolama üniteleri, el fenerleri, ısıtıcılı battaniyeler ve elektrikli ısıtıcılar depolanarak ilk andaki sorun çözülebilir. Yine tıbbi acil durum cihazları ile demir kesme makasları ve küçük el aletleri de bu sisteme dahil edilebilir. İçilebilir su kuyuları ve enerjisi de bu sistem içerisinde yer alabilir.

Solar Aydınlatma Direkleri

Elektrik dağıtım şirketlerine de bir öneri vermiş olalım. Mahalle aralarında belirli aralıklarla solar aydınlatmalar da kullanılarak aydınlık ve güvenlik için çözüm üretilebilir.

Okul Bahçelerinde, Otoparklarda, Parklarda, Pazar Alanlarında ve Cami gibi yerlerin bahçelerine solar üniteler

Yine deprem toplanma alanlarında olan ekipmanlar ve onlara ek olarak çadır vb ihtiyaçların giderilmesi için takviye alanlar da eklenerek müdahale alanları oluşturulabilir.

Şimdi tüm bu açılardan baktığımızda yenilenebilir enerji firmalarının AR-GE departmanları ile birlikte AFAD, Belediyeler Birlikleri ve yerel yöneticiler bir araya gelse, bu konuda bir hareket planı çıkarsa, depremdeki kayıpları en aza indirmek için uğraşsa kötü mü olur?